EN ZARARLI 10 GIDA KATKISI

 GIDALARDA BULUNAN EN ZARARLI 10 KATKI MADDESİ 

    İşlenmiş gıdalardan uzak durulması gerektiği artık herkesçe bilinen bir gerçek. Tüketilen çikolatalardan, şekerlere, boyalı içeceklerden, hazır çorbalara, hazır soslardan her türlü cips çeşidine kadar tüm ambalajlı gıda maddelerinde kesinlikle kaçınılması gereken katkı maddeleri bulunmakta. 

 

    Katkı maddelerinden kaçınırken şuna da dikkat etmek çok önemli: Ambalajlı ürünlerin üzerinde yazan “ Hiçbir koruyucu madde içermez “ ibaresi bu ürünlerde herhangi bir katkı maddesinin bulunmadığını göstermez. 


    Katkı maddelerinden daha rahat kaçınabilmek için aşağıdaki liste göz önünde bulundurulabilir. 


 Aspartam ( NutrasweetEqual ) (E951) 

   İlk başta böcek öldürücü madde olarak imal edilen bu madde 1981’de FDA onayı ile birlikte gıdalarda yapay tatlandırıcı olarak kullanılmaya başlandı. Ürün içeriğinde E951 kodu ile veya ürün etiketinde “ Fenilketonüriklerfenilalanin içerir” şeklinde uyarılarla varlığı kontrol edilebilir ve o ürün kullanılmaktan kaçınılabilir. 


    

   Uyuşma, bulantı, kas spazmı, tat kaybı, deri döküntüleri, eklem ağrıları, uykusuzluk, çarpıntı, işitme kaybı, görme bozuklukları, nefes zorluğu, baş dönmesi, vertigo, kulak çınlaması gibi yan etkileri olan aspartam aynı zamanda fenilketonüritardif diskinezilupusfibromiyalji, duygu durum değişiklikleri, kalp hastalığı, diyabet, beyin tümörü, parkinsonalzheimer, epilepsi, lenfoma, MS ( multıpl skleroz ) gibi birçok rahatsızlıkla bağlantılıdır.    

  

  1. Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu  


      Yüksek fruktozlu mısır şurubu, mısır nişastasından yapılmış yapay bir tatlandırıcıdır. Temel besin
ögelerini içermez.
 


      Non-alkolik yağlı akciğer hastalığının ve obezite oluşumunun riskini artırır. Aşırı alımı tip-2 diyabetle bağlantılıdır. 


      Genelde çocukların çok severek tükettiği meyveli soda, şekerli atıştırmalıklar, tatlandırıcılı yoğurtlar, soslar, dondurulmuş gıdalar, konserve meyveler, meyve sularında bolca bulunur. 


  1. Monosodyum Glutamat (MSG, E621) 


      MSG, yiyeceklerin tadını ve aromasını güçlendirerek daha lezzetli algılanmasını sağlayan bir eksitoksindirEksitoksinler, hücreleri aşırı uyarır. Bu da hücrelerin zarar görmesine ve ölmesine sebep olur. MSG, çin tuzu olarak da bilinir.  


      Hali hazırda severek tüketilen birçok gıda ürününde bulunan monosodyum glutamat, sara nöbetleri, parkinsonalzheimerdemanshuntington hastalıklarının yanı sıra körlüğe sebep olacak kadar gözün retinasına zarar verip çeşitli görme bozukluklarına sebep oluyor. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda, raf ömrünü uzatmak ve lezzet artırmak için kullanılan monosodyum glutamatın sinir sistemini bozduğu ve iltihabi reaksiyonlara neden olduğu ortaya çıkmıştır. 

 

      MSG, cips, işlenmiş et, balık, ketçap, mayonez, konserve, hazır çorba, bazı katkı yağları, Uzakdoğu yemeklerinde (Çin ve Japon mutfağı) kullanılan çoğu soya sosu gibi birçok gıdada yaygın olarak kullanılmaktadır. 


  1. Trans Yağ 


    

  Trans yağlar, bazı gıdaların içinde kendiliğinden bulunan ama aynı zamanda gıda üretimi sırasında ve aşırı sıcakta kızartılan gıdalarda oluşan bir yağ türüdür ve doymuş yağlardan daha zararlıdır. Doğal yollarla oluşan trans yağlar tereyağı, peynir, et gibi hayvansal ürünlerde bulunur. 


       Aşırı trans yağ tüketimi diyabete ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır. Trans yağ oranı yüksek besinlerle beslenme, vücutta LDL ( kötü kolesterol) ve HDL (iyi kolesterol) arasındaki dengeyi bozar. LDL’nin HDL’ye oranını artırır. Dolayısıyla vücuttaki kötü kolesterol oranı artar. Bu durum kalp hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. 


       Marketlerdeki çubuk kraker, çerezler ve aperatifler gibi hazır yiyeceklerde çokça bulunmaktadır. Margarinler trans yağ bakımından en zengin olan besindir. Ayrıca hamur işlerinde kullanılan yağların çoğu trans yağlardır. 


      Etiketlerde gıdanın “hidrojenize yağ “  içerdiği belirtilmiş ise bu, ürün içerisinde trans yağ bulunduğunu göstermektedir. 


  1. Gıda boyaları 


        Gıda boyaları başta kanser ve alerjik hastalıklar olmak üzere birçok sağlık problemlerinin sebebidir.  



   Sandığımızın aksine gıda boyaları sadece tahıllar, şekerler ve meyve sularında değil, simit, gofret, domates sosu, kraker, gazlı içecek, ketçap, mayonez, salata sosu, peynir, yoğurt ve turşu gibi neredeyse tüm işlenmiş gıdalarda bulunmaktadır.  

      Tüketilen gıdalarda; E110, E102, E122, E124, E104, E129, E211 kodlu gıda katkıları bulunuyorsa dikkatli olmakta fayda var. 


  1. Sodyum Sülfit (E221) 


       Sülfirik asidin sodyum tozu olarak bilinmektedir. E221 koduyla özellikle günlük hayatta bolca kullanılan içecekler, bisküvi, kurutulmuş meyve, sosis, salam, sucuk, pastırma gibi işlenmiş gıdalarda raf ömrünü uzatmak için kullanılmaktadır.  
 Yapılan araştırmalarda, sodyum sülfitin beyin fonksiyonlarını etkilediği gözlemlenmiştir. Kişiye öğrenmede güçlük, hafıza bozukluğu gibi etkileri vardır ve aşırı tüketimi bu durumları daha zararlı seviyelere götürmektedir. Ayrıca astım hastalarında çeşitli alerjik reaksiyonlara sebep olmakta, baş ağrısı, solunum güçlüğü, mide bulantısı, karın ağrısı, ishal gibi rahatsızlıklara sebep olduğu da gözlenmiştir. 

 

  1. Sodyum Nitrat ( E252) / Sodyum Nitrit (E250) 


        

  Sodyum nitrat ve sodyum nitritin asıl kullanım amacı işlenmiş etlere eklenerek bu ürünlerin raf ömrünü uzatmaktır. Aynı zamanda bu ürünlerde oluşabilecek kötü kokuyu engeller ve insanların satın almasını sağlayacak kırmızılığı ürüne vermek amacıyla da kullanılmaktadır. 


          Ne kadar tek başına kanserojen maddeler oldukları düşünülmese de pişirme veya sindirim sırasında başka bileşenlerle birlikte reaksiyona girerek kanser riskini artırdıkları düşünülmektedir. 

           

  1. BHA (E320) ve BHT (E321) 


        


   Bütilat Hidroksi Anizol (BHA) ve Bütilat Hidroksi Toluen (BHT) adlı bu iki koruyucu madde genellikle beraber kullanılır. Paketlenmiş ürünlerde renk, koku ve aroma korunması için kullanılırlar. Temelde yaptıkları gıdalardaki oksidasyon sürecini yavaşlatıp gıdaların içeriğindeki yağların korunması ve gıdaların raf ömrünün artmasıdır. 


         Merkezi sinir sistemine zarar verdiği ve çocuklarda davranış bozukluklarına sebep olduğu bilinmektedir. Ayrıca karaciğer ve böbrek fonksiyonlarına zarar verdikleri de yapılan araştırmalarda gözlemlenmiştir. 

 

  1. Sülfür Dioksit ( E220 – 227 ) 


        


  Sülfür dioksit, meyve ve sebzelerin kurutulmasında, gıdaların uzun süre bozulmadan korunmasında, fiziksel ve kimyasal yapılarının korunmasında rol oynar. Fırınlanmış ürünler, çaylar, reçeller, meyve suları ve hazır çorbalar gibi paketli ürünlerde sıkça rastlanır. 


          Sülfür dioksit kalıntıları gıdalarda tat değişimi, vitaminlerin parçalanarak yok olmasına ve insanlarda da göğüste sıkışma, karında kramp, ishal, halsizlik, nabız hızlanması gibi sorunlara sebep olmaktadır. 

 

  1.  Potasyum Bromat ( E924) 


   Genellikle ekmek yapımında ve unlu mamullerde kullanılan potasyum bromat, ürünlerin fermantasyon özelliğini ve hacmini artırmak için kullanılmaktadır. Ayrıca ekmeğin daha beyaz olabilmesi için kullanılan unların beyazlatılması amacıyla potasyum bromat kullanılmaktadır. 


          Yapılan testlerde hayvanların kansere yakalanmasına sebep olan potasyum bromatın, insanlarda da baş ağrısı, deri döküntüsü ve sindirim problemleri gibi çeşitli sorunlara yol açtığı gözlemlenmiştir. 

 

           

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAVAŞÇI GEN MAO-A

DİNOZORLAR VE TAVUKLAR